17 Temmuz 2012 Salı

CHP DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK BİLDİRİSİ

Demokrasi ve Özgürlük Bildirisi, Cumhuriyet Halk Partisi 34. Olağan Kurultayı'nda delegeleri tarafından oy birliğiyle kabul edildi.

Prof.Dr. Sencer Ayata’nın Başkanlığı’nda Rıza Türmen, Safak Pavey, Ekrem Kerem Oktay ile 81 ilden birer temsilci tarafından hazırlanan bildiri Kurultayın bilgisine sunuldu. Kurultay delegeleri tarafından oybirliğiyle kabul edilen CHP’nin Demokrasi ve Özgürlük Bildirisi şöyle ;
“CHP, Türkiye’nin özgürlük ve demokrasi yolunda attığı tüm büyük adımların öncüsü olmuştur. Bu adımların başında bağımsızlığımızın korunması, milli egemenliğin, eşit oy hakkının, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gelir. Demokrasinin temeli olan çok partili yaşama geçilmesi CHP’nin ortaya koyduğu sağlam iradenin bir sonucudur. Ortanın Solu politikasının benimsenmesi, siyasi hakların sosyal haklar ile tamamlanması özgürlük ve demokrasi mücadelemizin en büyük başarıları arasındadır. CHP, tüm bu adımları demokrasi için, insanlar özgür olsun diye atmıştır. Büyük değişimlerin partisi CHP, Türkiye’yi bir başka büyük değişime taşıyacaktır. CHP, Türkiye’de özgürlükçü demokrasiyi kuracaktır. Özgürlüğün partisi CHP, Türkiye’de özgürlükçü değişimi gerçekleştirecektir. Bu bildiri, bu büyük dönüşümün ana hedeflerini ortaya koymaktadır.
1. Türkiye’de Özgürlükçü ve Çoğulcu Demokrasi Kurulmalıdır.
Türkiye’nin en temel sorunu, demokrasiyi ve insan haklarını tehdit eden baskıcı rejimdir. Yazarların, gazetecilerin, sanatçıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, sendikacıların, siyasetçilerin özgürlükleri ellerinden alınmaktadır. Hakları ihlal edilen her insan bilmelidir ki CHP onların yanındadır.
CHP’nin ilk hedefi Türkiye’de hukukun üstünlüğünü tam olarak gerçekleştirerek yönetimin her türlü keyfiliğine son vermektir. İnsan hak ve özgürlükleri yargı bağımsızlığı sağlanarak hukuk devletinin teminatı altına alınmalıdır.
İktidarın tektipçi ve çoğunlukçu anlayışına son verilmeli, siyasete ve toplumsal yaşama çoğulculuk hâkim olmalıdır. Türkiye, farklı kimliklerin barış ve kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke haline gelmelidir. Hedefimiz, her bireyin farklılıklarını yaşayabileceği, özgür ve eşit vatandaş olduğu bir Türkiye’dir.
2. Parlamenter Sistem Güçlendirilmelidir.
Milli irade, her türlü vesayete ve anti-demokratik uygulamaya karşı kararlılıkla savunulmalıdır. Günümüzde Türkiye tehlikeli bir otoriterleşme ve tek adamlaşma süreci yaşamaktadır. Parlamentonun yetkilerinin hukuki ve fiili olarak azaltılması demokrasiye büyük zararlar vermektedir. Öncelikle yapılması gereken otoriterleşmenin ve tek adamlaşmanın karşısında halkın sesi olan Meclisimizin güçlendirilmesidir. Demokrasinin yaşatılması için, güçlü bir parlamento ile hükümetin denetlenmesi ve iktidarın dengelenmesi gerekmektedir.
Parlamentonun denetim yetkilerini artırmak için TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu kurulmalı ve başkanlığı ana muhalefet partisine verilmelidir. Başbakan ve Bakanlar düzenli aralıklarla Meclis üyelerinin tüm sorularına zamanında ve tam olarak yanıt vermelidir. Milli iradenin TBMM’de temsilinin artırılması için yüzde 10 seçim barajı kaldırılmalıdır. Milletvekillerinin tutukluluğuna son verilmelidir.
3. Yargı Bağımsızlığı Sağlanmalıdır.
İnsan hakları ve özgürlükleri bağımsız bir yargı olmadan korunamaz. Yargı, siyasetin güdümünde olmamalıdır. Yargı, bağımsız olmalı ve insan haklarını korumalıdır. Yargı sistemi kapsamlı bir reforma tabi tutulmalıdır. Adalet Bakanlığı’nın yargı mensupları üzerindeki etkisine son verilmelidir. Savunma makamının hakları güçlendirilmeli ve anayasal güvence altına alınmalıdır. Tüm özel yargılama usullerine son verilmelidir. Yargılamalara evrensel insan hakları hukuku ilkelerinin, özellikle de adil yargılanma ilkesinin hâkim olması sağlanmalıdır.
4. Laiklik Korunmalı ve Geliştirilmelidir.
Laiklik demokrasinin temelidir. Din siyasete alet edilmemelidir. Din ve siyaset işleri birbirinden ayrılmalıdır.
Din ve vicdan özgürlüğü temel bir insan hakkıdır. Devlet, tüm inançlara eşit mesafede durmalı, inançlara saygı göstermelidir. Hiçbir yurttaş inançları nedeni ile baskı ve ayrımcılığa maruz kalmamalıdır.
5. Sivil Yönetimin Üstünlüğü Sağlanmalıdır.
Demokratik bir yönetimde asker, polis, istihbarat birimleri gibi tüm güvenlik kuvvetleri sivil yönetimin demokratik denetimi altında olmalı ve hukuka uygun davranmalıdır. Tüm bu kurumların yetkilileri düzenli aralıklarla TBMM’ye hesap vermelidir. Tüm güvenlik personeli eşit şekilde yargı denetimine tabi olmalıdır.
6. Yerel Yönetimler Güçlendirilmelidir.
Yerel yönetimler halka en yakın yönetim birimleridir. Günümüzde yerel yönetimlerin yetkileri mevcut iktidar tarafından hukuken ve fiilen azaltılmaktadır. İktidar partisine mensup olmayan belediye başkanları siyasi soruşturmalara ve suçlamalara maruz kalmaktadır. Demokratik çoğulculuğun gereği olarak yerel yönetimlerin yetkileri artırılmalıdır.
7. İfade, Basın ve Sanat Özgürlüğünün Önündeki Engeller Kaldırılmalıdır.
Ceza mevzuatında bulunan onlarca madde ifade özgürlüğünü sınırlamaya devam etmektedir. Yüze yakın gazeteci hapistedir. Sanatsal ifadenin önüne ciddi engeller çıkarılmaktadır. Mevzuatta yer alan ifade özgürlüğünü engelleyen hükümler, uluslararası insan hakları hukuku temelinde değiştirilmelidir.
8. Örgütlenme Özgürlüğü Önündeki Engeller Kaldırılmalıdır.
İktidarı denetleyen en büyük toplumsal güç, örgütlü sivil toplumdur. Sivil toplum kuruluşlarının ve demokratik kitle örgütlerinin tüm karar süreçlerine katılımı teşvik edilmelidir. Sosyal haklar mücadelesinin odağında sendikalar vardır. Sendikal örgütlülüğün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
9. İşkence ve Kötü Muameleye Son Verilmelidir.
Güvenlik kuvvetlerinin yurttaşlara karşı aşırı güç kullanımı gittikçe artmaktadır. Yurttaşlara kötü muamelede bulunan devlet görevlileri korunmakta, haklarında gerekli soruşturmalar yapılmamaktadır. Bu tarz eylemlerde bulunanlar cezalandırılmalıdır. İşkence nedeniyle ödenen tazminatlar için faillere rücu edilmelidir.
10. Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü Tam Olarak Sağlanmalıdır.
Tüm devlet kurumları muhalif grupların gösterilerine karşı zorluklar ve engeller çıkarmaktadır. Barışçıl gösteriler dahi güvenlik kuvvetlerinin şiddetli müdahalelerine maruz kalmaktadır. Toplantı hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Göstericilere karşı güç kullanan kamu görevlilerinden hesap sorulmalıdır.
11. Kadın Hakları Saldırılara Karşı Korunmalı ve Geliştirilmelidir.
Cumhuriyet devrimlerinin ve kazanımlarının temelinde, kadın-erkek eşitliği ideali vardır. CHP, bu mirasın taşıyıcısıdır. Kadın hakları ciddi saldırılar altındadır. Kadın hakları tüm bu saldırılara karşı savunulmalıdır. Devlet, kadınların bedenlerinden, tercihlerinden ve örgütlerinden elini uzak tutmalıdır. Pozitif ayrımcılık önlemleri ile kadınlar hayatın her alanında güçlendirilmelidir.
12. Yurttaşların İletişim Özgürlüğüne ve Özel Yaşamlarının Gizliliğine Saygı Gösterilmelidir.
Kanunsuz dinleme gibi uygulamalarla yurttaşların mahremiyetleri ihlal edilmektedir. Bu ihlallerin önüne geçilmeli, ihlaller etkin şekilde soruşturulmalıdır. İnternet denetimleri ve telefon dinlemeleri yapan tüm devlet kurumlarının, TBMM’de belirlenecek bir komisyona hesap vermesi sağlanmalıdır. Hukuka aykırı yoldan elde edilen deliller derhal dava dosyalarından çıkarılmalı ve imha edilmelidir.
13. İnsan Haklarına Aykırı Tutukluluk Rejimine Son Verilmelidir.
İnsan haklarına aykırı tutukluluk rejimi devam etmektedir. Masumiyet karinesi esas alınmalı ve keyfi tutuklu yargılamalara son verilmelidir. İnsan haklarına aykırı karar veren yargı mensuplarına karşı yargı bağımsızlığına halel getirmeyecek hesap verme mekanizmaları çalıştırılmalıdır. Sorunun çözümü için kararlı adımlar atılmalıdır.
14. İnsan Hakları İhlallerinin ve Faili Meçhullerin Kararlılıkla Üzerine Gidilmelidir.
Çorum, Maraş, Sivas katliamları, 12 Eylül dönemi işkenceleri, 1990’larda gerçekleşen faili meçhuller, Uludere gibi kitlesel insan hakları ihlalleri toplumsal hafızada derin izler bırakmıştır. Tüm bu ihlalleri soruşturmak için geniş yetkili bir Meclis komisyonu kurulmalı ve elde edilecek yeni delillerle gerekirse yargılamaların yeniden başlaması sağlanmalıdır. Devam eden yargılamalar tüm mağdurlar açısından tatmin edici bir şekilde yürütülmelidir. Kadın, çocuk ve engelli hakları başta olmak üzere tüm insan hakları sözleşmelerinin gereği yerine getirilmeli, insan hakları ihlallerine son verilmelidir.
15. Terör Suçlarının Tanımı Yeniden Yapılmalıdır.
Yaşanan birçok insan hakları sorununun temelinde terör suçlarının çok geniş yorumlanması yatmaktadır. Gazetecilerden Emekli Genelkurmay Başkanı’na, akademisyenlerden öğrencilere birçok kişi ‘terörist’ suçlamasıyla karşı karşıyadır. Terör suçu yeniden tanımlanmalı ve şiddet eylemlerine bulaşmamış kişilerin terör gibi ağır bir ithama maruz kalmaları engellenmelidir.
16. Toplumsal Sorunlar Barışçıl Yöntemlerle Çözülmelidir. Toplumumuz otuz yıldır yaşanmakta olan derin acıları geride bırakacak kalıcı bir çözüm beklentisi içindedir. Bir yandan terörle mücadeleye devam edilirken, diğer yandan Kürt sorunu çözüme kavuşturulmalıdır. Bu sorun Türkiye’nin başat sorunlarındandır. Bu sorunun çözümü için toplumsal bütünleşmenin sağlanması, demokrasi, adalet ve insan haklarının güçlendirilmesi gerekmektedir. CHP ayrılıkçılığa da, ayrımcılığa da karşıdır.
Kürt meselesinin çözümünde temel yöntem toplumsal mutabakattır. CHP sorunu sadece hükümetlerin işi olarak görmemekte, TBMM’nin gereken sorumluluğu üstlenmesini önermektedir. Bu amaçla CHP, TBMM’deki siyasi partilerin katılacağı bir “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” kurulmasını öngörmektedir. Seçim barajının düşürülmesi, anadil öğrenimi, faili meçhullerin aydınlatılması gibi siyasi adımlar, ekonomik sorunları azaltacak yatırımlar ve Aile Sigortası gibi sosyal kazanımlar bölgede bir özgürlük, huzur, güven ve barış iklimi yaratacaktır. Terör bu iklimde sona erdirilecektir.
17. Özgürlükçü ve Sorgulayıcı Bir Eğitim Sistemi Oluşturulmalıdır.
Özgürlüklerin ve insan haklarının en güçlü koruyucusu bilgisi ve duyarlılığı yüksek bir kamuoyudur. Ana amacı kindar ve dindar gençler yetiştirmek olan bir eğitim sistemi bu toplumsal duyarlılığı yaratamaz. Eğitim sistemi bilimsel olmalı, iyi yurttaşlık değerlerini yaymalı, özgürlükçü, demokrat, laik ve çoğulcu bir müfredata sahip olmalıdır.
18. Üniversiteler Özerk, Akademisyenler Özgür Olmalıdır.
Bilim dünyası büyük baskılar altındadır. YÖK, üniversite yönetimleri ve yargı baskısı akademik özgürlükleri boğmaktadır. YÖK kaldırılmalı, üniversiteler, TÜBA ve TÜBİTAK başta olmak üzere akademi dünyasının mali ve yönetsel özerkliği sağlanmalı ve bilimsel üretim her türlü baskıya karşı korunmalıdır.
19. Güçlü Sosyal Devlet ile Toplumun Tüm Kesimlerinin Özgürlüklerden Eşit Şekilde Yararlanması Sağlanmalıdır.
Ekonomik bağımsızlığını sağlayamamış ve sosyal güvencesi olmayan bir yurttaş özgür olamaz, kendisine tanınan haklardan yararlanamaz. Temel hak ve özgürlükler, sosyal haklar ile tamamlanmalıdır. Haklar temelli ve güçlü bir sosyal devlet, ayrım gözetmeden, tüm yurttaşların eğitim, sağlık, barınma, sağlıklı çevre ve sosyal güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Ekonomik ve sosyal olarak güçlenmiş yurttaşlar özgürlükçü demokrasiyi koruyacaklardır.
20. Türkiye Bölgesinde Barış Kurucu, Güven Veren, Lider Ülke Olmalıdır.
Son dönemde dış politikamız maceracı ve hayalci bir siyaset zeminine kaydırılmıştır. Bu yaklaşım Türkiye’yi çatışmacı ve güvenilmez bir cephe ülkesi konumuna getirmiştir. CHP ülkemizi tekrar bölgedeki tarihsel rolümüzün gereği olan istikrar yapıcı, barış kurucu, çağdaş değerlere dayalı, güven veren lider ülke konumuna kavuşturacaktır. Türkiye, ülke içinde oluşturacağı barış, demokrasi ve özgürlük ortamını, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi doğrultusunda, içinde yer aldığı bölgeye ve ötesine yansıtacaktır.
SONUÇ
Biz, yüreğinde Cumhuriyet değerlerini taşıyanların, Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı çağdaşlaşma yolundan ilerleyenlerin partisiyiz. Biz, özgür insan için, insanlar özgür olsun diye mücadele edenlerin partisiyiz. Biz, ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen isteyenlerin partisiyiz. Biz, umudun ülkesini kurmak için çalışanların partisiyiz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisiyiz.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 34. Olağan Kurultay’ına katılan Cumhuriyet Halk Partililer olarak tüm halkımıza bu bildiride yazan tüm hedefleri gerçekleştirinceye kadar mücadelemize azimle ve kararlılıkla devam edeceğimizin sözünü veriyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder