22 Eylül 2011 Perşembe

Erdoğan unutur, arşivler unutmaz” dedi ve “Başbakan İsrail’e avukatlık günlerini hatırlamıyor mu?

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Birgül Ayman Güler yazılı bir açıklama yaparak, Başbakan Erdoğan’ın Suriye sınırındaki mayınlı araziyi 49 yıllığına İsrail firmasına tahsis ettirmesine CHP’nin iki kez engel olduğunu hatırlatarak, “Dün, Suriye sınırındaki mayınlı arazinin 49 yıllığına İsrail firmasına devredilmesini isteyen, bugün de İsrail’i koruyacak füze kalkanını kurduran Erdoğan ve AKP’dir. Buna karşı topraklarımızın İsrail firmasına tahsisine de, İsrail’i koruyacak füze kalkanına karşı çıkan da Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile CHP’dir” dedi. Güler “Bu durumda İsrail’in avukatı kimdir?” diye sordu.

Açıklamasında, “Suriye sınırımızda ilk aşamada temizlenmesi tasarlanan mayınlı alan 216.000 – 257.000 dekar. Yani, yaklaşık olarak Kıbrıs adası kadar, hatta ondan da büyük bir arazi.1956 yılında döşenen mayınlardan dolayı 55 yıldır el değmediği, kimyasal ilaca maruz kalmadığı için Avrupa’nın en verimli tarım alanı olarak gösterilen bu toprakların uzantısında Suriye, 560 civarında kuyudan günde ortalama 500.000 varil petrol çıkarıyor. Mayından temizlenecek topraklarımızın verimli olması bir yana, bu topraklarda petrol olma ihtimali de çok yüksek” diyen Güler şunları söyledi;

“CHP’nin karşı çıkışı olmasaydı 822 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 350 -400 metre genişliğindeki bu arazi 49 yıllığına İsrail’in kontrolünde olacaktı.

CHP karşı çıktı; konu Danıştay’a, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı; Sonuçta bu stratejik arazinin AKP ve Erdoğan tarafından ihalesiz olarak İsrail firmasına verilmesi oyunu bozuldu.

Ama AKP, İsrail’in koruyucusu ve kollayıcısı olan Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla arazi tahsisini 2009 yılında bu kez, bir yasa önerisi olarak Meclis’e getirdi. Yine CHP direndi, bazı AKP milletvekilleri bile teklifi içine sindiremedi ve öneri yasalaşmadı.

Ne yazık ki, Başbakan’ın bütün bu çabası ve sözleri sanki hiç yaşanmamış, söylenmemiş gibi unutuldu veya unutturuldu.

Kamuoyu sessiz, bir iki istisna dışında medya duyarsız. Bu konu gündeme getirilmiyor, soru olarak bile sorulmuyor, hatırlatılmıyor.

Ama, tarihe not düşülmüştür. Medya sormasa da, arşivler kaydetmiştir. Kamu vicdanı da, “Şimdi İsrail’in avukatı ve koruyucusu kim? İsrail’den hizmet ve cesaret ödülünü kim aldı?’ diye soruyor.

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof.Dr. Birgül Ayman Güler yazılı açıklamasında şu görüşlere de yer verdi;

“İsrail’in kabul edilemez Mavi Marmara baskınına da,

Filistin halkına zulmüne de,

topraklarımızın İsrail’e tahsisine de,

İsrail’in bir kalkan ile korunmasına da CHP ve Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu karşı çıktı.

İsrail’in avukatlığıyla koruyuculuğunu ise AKP ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üstlendi.

Sayın Başbakana öğüdümüz, İsrail’in avukatlığını ve koruyuculuğunu yaparken kendisine de çok iyi avukatlar bulmasıdır. Çünkü, günün birinde bunların hesabını hem sandığa hem de yargıya verecektir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder